3 Temmuz 2025 - Küresel finans piyasalarında rüzgarların yön değiştirdiği bu dönemde, Euro/Dolar (EUR/USD) paritesindeki yukarı yönlü ivme, bazı gözlemcilere göre devam edebilir. Özellikle Euro'ya endeksli stablecoin'ler için olumlu sinyaller taşıyan bu gelişme, tek para biriminin değer kazanmasından zaten fayda görmüş durumda.
Almanya'nın Mali Hamlesi ve Avrupa'nın Yükselişi
ADM Investor Services International Baş Ekonomisti ve Küresel Stratejisti Marc Ostwald, EUR/USD paritesinin muhtemelen 1.22/1.23 bandında bir dirençle karşılaşabileceğini belirtiyor. Ancak Ostwald'a göre, piyasanın asıl odağı Almanya'nın borç frenini gevşetme kararı. Bu hamle, çoğu kişi tarafından "büyüme yanlısı" olarak görülüyor ve Euro Bölgesi'ne olumlu yansımaları olması bekleniyor.
Almanya, bu yılın başlarında (2025) tarihi bir mali plan açıkladı. Bu plan kapsamında, savunma harcamaları (GSYİH'nin %1'inden fazlası) borç freninden muaf tutuldu. Ayrıca, 12 yıl içinde dağıtılmak üzere 500 milyar Euro'luk bir altyapı fonu oluşturuldu; bu miktarın 100 milyar Euro'su derhal İklim Geçiş Fonu'na aktarılacak. Kalan tutarın ise 300 milyar Euro'su federal hükümet, 100 milyar Euro'su ise eyalet hükümetleri için ek altyapı yatırımlarına ayrıldı. Son olarak, eyalet hükümetlerinin GSYİH'nin %0.35'ine kadar yıllık açık vermesine izin veriliyor.
Bu mali paketin Alman GSYİH'si üzerindeki doğrudan etkisinin gelecek yıldan (2026) itibaren hissedilmesi ve 2027 sonrasına kadar kalıcı olması, diğer Euro Bölgesi ülkelerine de olumlu yayılma etkileri yaratması bekleniyor. Bu durum, piyasa konuşmasını ABD varlıklarından Avrupa varlıklarına kaydırıyor.
Doların Zirveden İnişi: ABD'de Bütçe ve Politika Kaygıları
Tarihsel olarak, Başkan Biden dönemi mali harcamalarıyla desteklenen "ABD istisnai durumu" - dolar varlıklarının göreceli çekiciliği - yeşil paraya yardımcı olmuştu. Ancak, Başkan Donald Trump'ın ikinci dönemiyle birlikte bu hikaye tersine dönme işaretleri gösteriyor. Genişleyen bütçe açıkları ve artan borç hizmeti maliyetleri, bazı uzmanların "tomurcuklanan bir mali korku" olarak tanımladığı durumu tetikledi.
Bannockburn Capital Markets Baş Piyasa Stratejisti Marc Chandler, ilk durumun ABD doları ve varlıklarında büyük bir aşırı ağırlık olduğunu, ancak şimdi Almanya'nın savunma ve altyapı harcamalarını artırmasıyla portföy tahsisinin Avrupa hisse senetlerine kaydığını belirtiyor. Chandler, ABD'nin politika belirsizliği ve daha zayıf bir dolar arzusunu telafi etmek için daha yüksek bir prim sunması gerektiğini vurguluyor.
Getiri Farklılıklarında Kırılma ve Merkez Bankası Yönelimleri
Büyüme potansiyeline odaklanma, ABD-Almanya getiri (faiz) farkının - bir döviz kuru göstergesi olarak - arka plana düşmesinin nedenini açıklıyor. Geçtiğimiz Mart ayının sonlarından (2025) bu yana, EUR/USD ile iki yıllık Almanya-ABD tahvil getiri farkı arasındaki tarihsel pozitif korelasyonun bozulduğu gözlemleniyor. Dahası, ABD'deki daha yüksek getiriler artık olumlu bir ekonomik görünümü değil, açıkları finanse etme zorunluluğunu temsil ediyor.
Getiri farkı anlatısındaki potansiyel bir değişim, Euro'yu yeniden spot ışıklarına taşıyor. Piyasa katılımcıları, temel göstergelere - özellikle faiz spreadlerine - geri dönüşe hazırlanırken, görünüm yeşil para birimi için pek iyiye işaret etmeyebilir.
ADM'den Ostwald, EUR/USD için faiz farkı görünümünün ABD doları için elverişli olmadığını belirtiyor. Ostwald'a göre, Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) faiz indirimlerini büyük ölçüde tamamladığı (belki bir tane daha indirim), ancak ABD büyümesinin yavaş seyretmeye devam etmesi halinde Fed'in önümüzdeki 12-18 ay içinde 125 baz puana kadar faiz indirebileceği varsayılıyor. Bu durum, Euro'nun Dolar karşısındaki değerlenmesini destekleyen önemli bir faktör olarak öne çıkıyor.
